Maddi Hasarlı Trafik Kazalarında Uzamış Zamanaşımı Süresi
Salt maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında maddi hasara bağlı zararlar bakımından ileri sürülecek tazminat talepleri için 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1. maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
Lakin trafik kazası neticesinde ölüm ve/veya yaralanma meydana gelmiş ise bu kez, dava cezayı gerektiren bir fiilden doğacağı için, aynı yasanın 109/2. maddesinde düzenlendiği üzere uzamış ceza zamanaşımı süreleri uygulama alanı bulacaktır.
Peki yaşanan trafik kazasında yaralanma ya da ölüm ile birlikte maddi hasar da meydana gelmiş ise ancak yalnızca maddi hasara bağlı zararlar bakımından tazminat talebinde bulunuluyorsa uzamış ceza zamanaşımı uygulanacak mıdır?
Bu hususta uygulamada soru işaretleri oluşabilmekte, sigorta şirketleri tarafından da kendilerine yapılan başvurular uzamış ceza zamanaşımın uygulanamayacağı gerekçesiyle reddedilebilmektedir.
Ne var ki, yasa hükümleri kapsamında, ölüm ya da yaralanma ile sonuçlanan ve aynı zamanda da maddi hasara neden olan trafik kazalarında, maddi hasara bağlı zararların tazmini bakımından da uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği açıktır.
Öyle ki;
6098 sayılı TBK md.72/1’de “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” hükmü,
2918 sayılı KTK md.109’da “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere KTK 109/1.maddesine göre maddi hasarlı trafik kazaları bakımından zamanaşımı süresi (2) yıl ise de, eğer maddi hasarla birlikte ölüm ve/veya yaralanma da meydana geldi ise uzamış ceza zamanaşımı süreleri maddi hasarlara bağlı zarar talepleri bakımından da uygulanacaktır. Zira KTK md.109/2 hükmü açık olup ceza yasasındaki zamanaşımı sürelerinin uygulanabilmesi için zararın türü önemli olmayıp eylemin ceza yasasına göre suç sayılması yeterlidir.
Yargıtay 17. HD., E. 2016/12506 K. 2016/9816 T. 3.11.2016 kararında da bu tür maddi hasara bağlı zarar talepleri bakımından ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği aşağıdaki gerekçelerle açıklanmıştır:
“Burada üzerinde durulması gereken, 2918 sayılı ...'nın 109. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece fiilin Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren bir fiil olmasının yeterli olması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular (örneğin işleten veya Güvence Hesabı) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür (HGK'nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705, HGK'nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325, HGK'nın 05.06.2015 gün 2014/17-2198,2015/1495 ve HGK'nın 16.09.2015 gün, 2014/17-116, 2015/1771, HGK'nın 10.06.2015 gün, 2014/17-27, 2015/1530 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir).
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 02.09.2012 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı sürücü ... ile karşı araçta yolcu olarak bulunan dört kişi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, ...'nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Beş kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan sözkonusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. ...'nın 109. maddisinin 2. fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre eylem için(TCK 89/1) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihi olan 06.07.2015 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
İzmir BAM, 11. HD., E. 2020/307 K. 2020/236 T. 14.2.2020 kararında da “Dava konusu olayda, sigortalı araçta meydana gelen hasar ile yaralamalı kaza olayı haksız bir fiil kapsamında tek olması nedeniyle, yaralama olayı ile maddi zararın meydana gelmesi hali için başka bir zamanaşımı süresinin uygulanamayacak olup, KTK' nın 109/2 maddesindeki düzenleme de bu yöndedir.” hükmüne yer verilmek suretiyle KTK md.109/2 uyarınca uzamış zamanaşımı düzenlemesinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Aynı konuda ofisimizce yapılmış bir başka başvuruda da Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından “5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, Yasa’nın 66’ncı maddesine göre, uzamış ceza zamanaşımı süreleri, bir veya birden fazla ölü varsa (15) yıl (m.85,66/d), bir veya birden fazla yaralı varsa (8) yıl (m.89,66/e) olmuştur. Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri dikkate alındığında zamanaşımına ilişkin KTK’da ve TCK uyarınca uzamış ceza zamanaşımı süreleriyle birlikte sigorta şirketinin dava tarihi itibarıyla zamanaşımı dolduğu yönündeki itirazına itibar edilmemiştir.” şeklinde hüküm kurularak salt maddi hasardan kaynaklı zarar talepleri bakımından da (aynı kazada ölüm ve/veya yaralanma gibi ceza gerektiren bir fiilin de söz konusu olması kaydıyla) uzamış ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanacağı kabul edilmiştir.